Deprem ve Köpekler

kopekler-ve-depremDeprem önceden anlaşılabilir mi? Bu, bilimin yıllardır cevabını aradığı, bizim de başımıza geldiği zaman önemini kavradığımız bir sorudur. Bilim bu soruya henüz cevap bulamamışken, halkımız her zamanki gibi kendi çözümlerini üretmiş durumda. Bu çözümlerden en rağbet edileni de hayvanlara sismograf gözüyle bakmak. Bu nedenle her çeşit hayvanın satışında artış söz konusu.

Depremi hayvanların önceden hissettiğine dair hayvan sahiplerince gözlenen birçok olay var. Bilimsel gözlemlerin sayısı ise çok az. Genel olarak varılan kanıya göre depremi hisseden hayvanlar değişik tepkiler veriyorlar. Örneğin fareler yuvalarını terk ediyor, ördekler sudan, ayılar ve kurtlar inlerinden çıkıyorlar, serbest dolaşan köpekler ise genellikle ortadan kayboluyorlar. Ev köpekleri huzursuzlaşıyor, kafesteki kuşlar çırpınıyorlar. Bir önceki depremde müthiş tepki veren bir köpek ikinci depremde gayet sakin olabiliyor. Köpekler üzerinde yapılan bir araştırmada aynı köpeğin, on depremden yedisine tepki verdiği, üçüne ise hiç vermediği gözlenmiş. Ancak bu tepkilerin, depremin şiddetiyle bağlantısına dair bir veri olmadığı gibi, depremden ne kadar önce şekillendiğine dair de veri yok.

Buna rağmen insanlarımız özellikle basında çıkan resimlerden tanıma fırsatı bulduğu Golden Retriever, Coocker Spaniel, Labrador, Doberman Pincher ve German Sheepherd gibi kurtarmada en sık kullanılan köpekleri satın alıyorlar. Sanki bu köpekler doğuştan, hiçbir eğitim almadan depremden insan kurtarmaya hazırmış veya hemen insanlara depremi haber verecekmiş gibi.

Köpeğin psikolojisini anlamaktan çok uzak olan bu insanlar deprem korkusu içinde yaşarken köpek her uluduğunda veya huzursuzlaştığında kendilerini dışarı mı atacaklar?

Birincisi, depremi haber verecek köpeğin duyu organları ve algıları çok iyi gelişmiş olmalı, ikincisi ise hayvanın tepkileri, sahibi tarafından çok iyi şekilde analiz edilmelidir. Kısacası hem köpek, hem de sahibi bu konuda yetenekli ve eğitimli olmalıdır.

Köpekler depremi nasıl hissediyor ?

Bu konuda da bilimsel veriler yok denecek kadar az ama mantıki deliler yeterince fazladır. Hayvanların gelişmiş duyu organları ve algılama yetenekleri sanırım en önemli delillerdendir. Ben yazımda bu yeteneklere değineceğim; hayvanların depremi hissedip hissedemeyeceğine artık siz karar verin.

kopek-ulumasiYaban ortamında yaşayan bir canlı, hayatta kalabilmek için acımasız çevre şartlarına ve doğa olaylarına karşı birtakım savunma mekanizmalarına sahip olmalıdır. İlkel insan dahi, tehlike dolu çevresiyle mücadele edebilmek için çok daha gelişmiş tepkilere sahip olmak zorundaydı. Belki de bunların içersinde depremi hissetmek de vardı. Ancak yaşamın kolaylaşması, tabiattan gelen tehlikelerin azalması nedeniyle, insanlardaki bu tür mekanizmalar önemini kaybetti ve çoğu kayboldu.

Bu durumu, her konuda insana benzetmeye çalıştığımız evcil hayvanlarımızda da gözleyebiliriz. Evcil köpeği, atası olan vahşi kurt ile mukayese edildiğinde, yaban ortamı için önemli olan birçok yetenek köpekte kaybolmuştur.. Buna rağmen, insanoğlunun henüz çözemediği duyusal ve algısal yetenekleri sayesinde depremin köpek tarafından algılanması pek zor olmasa gerek.

Çok uzak mesafelerden dahi koku alabilme yeteneğinde olan köpeğin, deprem sırasında veya deprem olmadan evvel toprak altında oluşan birtakım hareketler sırasında ortaya çıkan gaz veya benzeri kokuları duyması zor görünmüyor. atalarından gelen deneyimler sayesinde, köpek böyle bir koku duyduğunda arkasından tehlike geldiğinde iyice şartlanmış olabilir.

Köpeklerin 20.000 – 80.000 titreşim/saniye olan sesleri rahatça duyabildiğini biliyoruz; o halde, yer altındaki titreşimler henüz insanları sarsacak boyutlara ulaşmadan, köpekler tarafından duyuluyorsa, pek şaşmamak gerekir. Özellikle esas sarsıcı dalgalar oluşmadan önce yayıldığı bilinen P dalgalarını insanların hissetmesi mümkün değil ama köpeklerin hissetmesi son derece doğal.
İnsanoğlunun bir türlü çözemediği bir konu da köpeklerin algısal yetenekleridir. Bu yetenekleri, rakamsal olarak belirtmek mümkün olmasa da telepati benzeri algılama yeteneklerinin müthiş olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunun için biraz gözlemci olmak yetecektir.

Birçok hayvan sahibi değişik türden bu yeteneklere şahit olmuştur. Örneğin bazı bayan hayvan sahipleri, kocalarının eve geleceğini köpekleri sayesinde yarım saat önceden haber alabildiklerini ifade etmiştir. Bu durumda köpek heyecanlanmakta ve pencereye çıkıp, evin beyinin yolunu gözlemektedir. Kocası eve değişik saatlerde geldiği halde, köpeğin bunu önceden nasıl anladığını açıklamak kolay değildir ama bu durum, köpeğin algısal yeteneğinin ne kadar güçlü olduğunu göstermeye yeterlidir. Bu yarım saatlik araba mesafesi en azından 20 – 30 km. demektir. Köpeğin, bu araç kalabalığında, araç içersinde oturan bir insanı, beş duyudan ziyade hisleriyle algılaması daha kuvvetle muhtemel görünüyor.

Buna benzer birçok örnek verebileceğimiz yetenekleri olan bir hayvanın, insanların hissedemediği P dalgalarını algılayarak, deprem gibi müthiş bir doğa olayını önceden hissetmesi herhalde zor olmasa gerek. Önemli olan buna tepki göstermesi ve insanın da bu tepkiyi deprem habercisi olarak algılayabilmesi. İşte zor olan da bu.

Depremin Köpek Üzerindeki Etkileri

kopekler-ve-deprem-01Depremin verdiği stres sadece insanları etkilemiyor. Hele ki 17 Ağustos 1999’dan bu yana sürekli devam eden artçıların, depremi bizden çok daha fazla algılayan hayvanları etkilememesi mümkün değil. Ev hayvanlarında durum daha da vahim. Hayvancağızlar depremin verdiği stres bir yana, sahibinin yaşadığı panik ve gerginlikten de etkileniyorlar. Durum böyle olunca depremin etkisi geçse bile sahibinin gerginliği köpeği etkilemeye devam ediyor. Sürekli gerginliğin verdiği sonuç: Anksiyete ve buna bağlı olarak ortaya çıkan yığınla davranış problemi.

Gerçekten kliniklerimize bu şikayetle getirilen hayvan sayısı az değil. Veteriner hekimler çeşitli tedaviler uyguluyorlar. elbette bu vakalarda köpekler için sınırlı sayıda olan anksiyolitik (endişe giderici) ilaçlardan biri kullanılabilir. Ancak davranış problemlerinde hedef, görülen davranışın düzeltilmesi değil, bu davranışa sebep olan motiflerin ortadan kaldırılmasıdır. O halde, sahibinin anksiyolitik ilaç kullanması köpek için daha yararlı olacaktır.

Prof. Dr. Tamer Dodurka
İ. Ü. Veterinerlik Fakültesi
İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı