Gözler şekil ve baş üzerinde yerleşim bakımından bu iki türde birbirinden çok farklı olsada işlevleri ve fizyolojileri aynıdır. Bu nedenle, çoğu zaman kedi ve köpeklerde görülen aşırı göz yaşı akıntısının sebepleri de aynıdır.
Göz yaşı, glandula lacrimalis olarak adlandırılan bezden salgılanır. Ayrıca harder bezi ve aksessorik bezler de göz yaşı salgılar. Göz yaşı bezi, birer kanal aracılığı ile göz kapağının iç yüzeyi ve burun boşluğuna açılmaktadır. Sağ ve sol gözün her birinde birer adet bulunan bu bezlerden salgılanan göz yaşının görevi ise gözün kurumasını önlemektir. Bu normal fizyolojinin yanında çeşitli nedenlere bağlı olarak aşırı göz yaşı salgılanması ise patolojiktir.
Bir çok etkene bağlı olarak aşırı göz yaşı akıntısı şekillenebileceği gibi bazı ırklarda genetik bir ırk problemi olarak sürekli göz akıntısı görülebilir. Örneğin Terrier ırkı köpeklerde ve Persian ırkı kedilerde olduğu gibi.
Aşırı göz yaşı akıntısı fiziksel, termik ve kimyasal etkenlere bağlı olarak oluşabilir. Ayrıca gözde şekillenen bir enfeksiyona bağlı olarakta aşırı göz yaşı akıntısı görülebilir.
Gözü etkileyen fiziki etkenlerin başında rüzgar ve tozlar yer alır. Araba ile yapılan yolculuklar sırasında köpeğinizin açık bir camdan başını çıkararak çevreyi seyretmesi aşırı göz yaşı akıntısının en sık görülme nedenlerinden biridir. Rüzgar nedeniyle gözde kurumalar şekillenir. Bu kuruma sonucunda, mukozaların etkilenme derecesine de bağlı olarak yangı (conjunktivitis) oluşur. Gelişen bu yangıya bağlı olarak da aşırı bir göz yaşı akıntısı görülür.
Fiziksel nedenlere bağlı olarak şekillenen göz yaşı akıntısının diğer önemli bir etkeni de entropium, ektropium, trichiasis, distichiasis gibi göz kapağı problemleridir. Bu tür anatomik yapı ile ilgili bozukluklar yine mukozalarda gelişen yangı sonucu aşırı göz yaşı akıntısına neden olmaktadır. Özellikle Chow Chow, St.Bernard, Cocker, Pekingese, Buldog ve Poodle ırkı köpeklerde sık görülen bu göz kapağı problemlerinde karakteristik belirti aşırı göz yaşı akıntısıdır.
Termik nedenlerin başında ise duman ve gazlar gelmektedir. Yoğun bir toz bulutu, ortamın dumanlı oluşu veya kimyasal bir gazın etkisiyle gözlerin etkilenmesi ve aşırı göz yaşı şekillenmesi mümkündür. Etkenin yoğunluğuna bağlı olarak göz küresi ve mukozalar değişik derecelerde etkilenir ve değişik derecelerde akıntıya neden olan bir yangı şekillenir.
Tüm bu dış etkenlere bağlı olarak göz yaşı akıntısında artış görülebileceği gibi göz yaşı bezinin (glandula lacrimalis) kendisinde meydana gelen bir bozukluğa bağlı olarakta aşırı göz yaşı akıntısı şekillenebilir. Çok sık görülmemekle birlikte göz yaşı bezinde ortaya çıkan enfeksiyona bağlı olarak görülen bu durum da yine aşırı göz yaşı akıntısına neden olabilir. Ayrıca göz yaşı bezini etkileyen bir travma sonucunda da aşırı göz yaşı akıntısı şekillenebilir.
Göz yaşı bezinin burun boşluğuna açılmasını sağlayan ductus nasolacrimale adı verilen kanalın bir nedene (doğmasal veya edinsel) bağlı olarak daralması veya tıkanması da aşırı göz yaşı akıntısına sebep olan bir diğer etkendir. Bu durumda salgılanan göz yaşının tümü göz içine açılan kanal aracılığı ile dışa akıtıldığından miktarında artış görülmektedir.
Her iki türde de görülebilen aşırı göz yaşı akıntısı probleminin tedavisinde temel prensip etkenin bertaraf edilmesidir. Genellikle etken ortadan kaldırıldığında akıntı kendiliğinden azalmaktadır.
Hastalarda çoğunlukla genetik olarak görülen göz kapağı problemlerinde ise çözüm operatif yöntemlerle sağlanabilir.
Genetik bir ırk özelliği olarak görülebilen ve bezin aşırı çalışması sonucu görülen göz yaşı akıntılarında ise düzenli olarak göz temizliği yapmak oluşabilecek problemleri önleme açısından önemlidir.